16 Haziran 2011 Perşembe

Hepimiz Ermeniyiz,Hepimiz Hirant'ız Diyenlere;

Yer: Azerbaycan, Hocalı
Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş 
olan iki Ermeni yazı tura atıyordu.
Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce Anadolu toprağında Kars'ta 
Ağrı'da Van'da Erzurum'da da ataları oynamıştı.Onlardan duymuşlardı.

Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın 
görünüyordu. Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. 
Elbiseleri yırtık, ayakları çıplaktı...
Ermenilerin uzun boylu olanı elindeki AK-47 model Rus yapımı otomatik 
tüfeğinin namlusuna monte edilen seyyar kasaturayı çıkartırken,diğeri 
elindeki demir parayı havaya attı:
-Akçik, manç?.. (Kızmı, oğlan mı?)
--Akçik... (Kız)
Bu cevap üzerine 'oğlan' diyerek bahse giren Ermeni, elindeki kasatura 
ile hamile kadının karnını bir hamlede yarıp çocuğu çıkarttı.Kan 
bürülü gözleri bebeğin kasıklarına kilitlendi.
-Tun şahetsar,ınger... 
(Sen kazandın,yoldaş)
--Yes şahetsapayts ays bubrikı inç bes bidigişdana... (Ben kazandım ama 
bu bebek nasıl beslenecek?)
--Mayrigı bedge gişdatsine.(Annesi besleyecek elbette) Bunun üzerine 
daha kısa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya geçirdiği bebeği 
annesinin göğsüne yapıştırdı:
--Mayrig yerahayin zizdur. (Çocuğa meme ver)
Aynı dakikalarda Hocalı'nın başka bir semtinde tek kale futbol maçı 
hazırlığı vardı. İki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar, 
top arayışına girmişlerdi.Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde 
ise Ermeni çeteci sevinçle bağırdı:
--Asixn ma/,çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek...
(Bu hem saçsız hem de küçük,iyi yuvarlanır. Kopartın...) Aynı anda 
çocuğun gövdesi bir tarafa,başı da orta yere düşmüştü...
Ermeniler zafer naraları atarak, kanlı postalları ile kesik çocuk 
başına vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu.

Bu iki olay Hocalı'da bundan çok değil yalnızca 14 yıl önce 
yaşandı.Her iki olay da ermeni çetecilerin katliamlarına bizzat şahit 
olan görgü tanıklarının anlatımlarıdır. Ne yazık ki 26 Şubat 1992 günü 
binlerce Azeri türlü yöntemlerle vahşice katledilmiştir.
Ajanslar,katliam haberini bütün dünyaya hızla geçerken, arşı titreten 
ağır bir vahşet yaşanan Hocalı halkından geri kalanlar ise çaresizlik 
içinde kıvranıyordu. Türkiye'de büyük bir dehşet uyandıran katliama 
ilişkin ilk görüntüler ise TRT aracılığı ile duyurulmuştu. Bütün 
olanları batılı gazeteciler, özellikle de New York Times belgeledi. 26 
Şubat'ta güçlü silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ile 
Hankendi'nde konuşlanmış bulunan Albay Zarvigarov komutasındaki 
366'ncı Rus Motorize Alayı, Hocalı'ya saldırarak tarihin en vahşî 
katliamlarından birini yaptılar. 26 Şubat gecesi Rus motorize alayının 
tanklarından açılan top ve roket saldırıları ile Hocalı Havaalanı 
kullanılamaz hâle getirilerek kentin dış dünya ile ilişkisi de tamamen 
kesildi. Savunmasız kalan kente giren Rus destekli Ermeni askerleri, 
çocuk, yaşlı, kadın, bebek demeden birçok insanımızı vahşîce 
katlettiler. Ermenilerin işgal ettikleri Hocalı'da dehşet verici 
olaylar yaşandı. Canlı canlı insanların kafa derilerini yüzdüler, sağ 
olarak ele geçirdiklerini ise sistematik bir işkenceye ve tıbbî 
deneylere tâbi tutarak, insanlık dışı muamelelere maruz bıraktılar. 
Hızar ve testereler ile diri diri insanların kol ve bacaklarını 
kestiler. Genç kızların önce saçlarını,sonra da kafa derilerini 
yüzdüler. Babanın gözü önünde evladını,evladın gözü önünde babayı 
kurşunlara dizdiler. Kesik kafaları sepetlere doldurdular.
Peki neydi bu düşmanlık?
Ermenistan'daki okul duvarlarında asılan haritalarda Türkiye'nin 12 
ili yer almaktayken, Ermenistan'ın bayrağında Türkiye hudutları 
içindeki Ağrı Dağı'nın resmi varken, Ermenistan Millî Marşı'nda 
'Topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için 
ölün,öldürün' denmekteyken, başkaca bir neden aramaya zaten gerek yok 
sanırım.
Dağlık Karabağ Bölgesi'nde bulunan Hocalı'ya, eski Sovyet İttıfaki 
Silahlı Kuvvetleri'ne ait 366.Alay'ın desteği ile Ermeni Sılahlı 
Kuvvetleri tarafından düzenlenen saldırılar sonucu 613 Azerbaycan 
Türk'ünün hayatını kaybettiği resmî olarak açıklandı. Ancak kayıp 
sayısının bu rakamların çok çok üstünde olduğu bilinmektedir. 56 
hamile kadın karnı yarılmış durumda bulunmuştur. Bu alçak saldırıda 
487 kişi ağır yaralanırken, 1275 kişi ise rehin alınmış, geri kalan 
nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmış ancak bu olayın 
tahribatından ruhları ve hafızaları asla bir daha kurtulamamıştır. 
Şahitlerin anlattıklarını dinleyenler önce kulaklarına inanamadı. 
Fakat katliam sonrası Hocalı'ya girdiklerinde ise, görgü tanıklarının 
abartmadığını kısa sürede anladılar. Hocalı'da katliam bölgesini gezen 
Fransız gazeteci Jean-Yves Junet'nin gördükleri karşısında 
söyledikleri, katliamın boyutunu da anlatıyordu:
--" 'Pek çok savaş 
hikâyesi dinledim. Faşistlerin zulmünü işittim,ama Hocalı'daki gibi 
bir vahşete umarım kimse tanık olmaz'"
Peki 26 Şubat 1992 günü yaşanan bu katliamın emrini kim vermişti;
Ermenistan Devlet Başkanı sıfatını taşıyan Robert Koçaryan denilen 
kirli katilden başkası değildi. Yaptığı terör faaliyetlerinin oranı 
nispetinde terfi eden Taşnaksutyun örgütü liderlerinden Robert 
Koçaryan, 20 Mart 1996'da Ermenistan Başbakanı oldu. Karabağ'da barış 
istediği için aşırı milliyetçilerin tepkisine daha fazla direnemeyen 
Levon Ter Petrosyan istifa edince de 30 Mart 1998 yılında ondan 
boşalan Devlet Başkanlığı koltuğuna,'Hocalı Katliamı' başsorumlusu 
olan azılı terörist Robert Koçaryan oturdu. Ermeniler Türk hamile 
kadınlarına tecavüz edip karnını hamile olduğu halde taş ile doldurup 
öldürmüşler ve küçük Türk kızlarına tecavuz edip 
öldürmüşlerdi.Ülkemizde sadece 1 ermeni öldürüldü diye yürüyüş 
yaptılar ve o kadar araştırdılar ama hiç bir insan kalkıpta bu masum 
insanlara iskence edilip öldürüldükleri için yürüyüş yapmadı.

***"Tarihe böyle not düşüle..."***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder